Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) ile Türk İşbirliği Koordinasyon Ajansı (TİKA) işbirliğinde “II. Uluslararası Kafkasya’nın Geleceği Kongresi” Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi Konferans Salonu’nda gerçekleşti. Kongre’nin ilk gününde “büyükelçiler oturumu” yapıldı.
Açılış Konuşmasını SDE Başkanı Doç. Dr. Güray Alpar ve TİKA başkanı Serkan Kayalar yaptı. Kafkasya’nın Stratejik öneminden bahseden Güray Alpar, kongreye Amerika, Avrupa, Asya ve Afrika’dan 50’den fazla büyükelçi, diplomat, akademisyen ve uzmanın katıldığını belirtirken kongrenin, bölgenin barış ve istikrara kavuşması adına önem taşıdığını aktardı.
TİKA başkanı Serkan Kayalar ise Kafkasya coğrafyasının oldukça önemli jeopolitik ve stratejik konumda olduğunu vurgularken 3 gün sürecek olan programın, bölge için enerji, ekonomik, siyasi, kültürel alanlarında önemli çalışmalara imza atacağını belirtti. Bölgenin geleceğine dair çalışmalara her zamankinden daha ilgili olunması gerektiğini ekledi.
Programın devamında, yoğunlukları nedeniyle kongreye katılamayan Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler ve TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç’in mesajları iletildi.
Programın evrensel barış kültürünün gelişmesine ve Kafkasya’da yaşanan siyasi, kültürel ve ekonomik sorunların adil ve insan haklarına uygun bir çözüm sunması dileklerini ileten Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, düzenlenen bu kongreler ile mevcut uluslararası sistemin sorgulanması hem ülkemiz hem de barış, huzur ve özgürlük içinde yaşamak isteyen diğer komşu ülkeler için önemini belirtti.
Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler, Avrasya coğrafyasının en hassas bölgesinde yer alan ve tarih boyunca birçok güç odağının etkinlik mücadelesine sahne olan Kafkasya Bölgesi’ne yönelik, analiz ve değerlendirmelerle bölgenin gelecek vizyonun ortaya konacağı bu Kongre’nin bölgesel güvenlik ve iş birliği alanında yeni ufuklara vesile olacağını belirtti.
TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, mektubunda Kafkasya Bölgesi’nin Türkiye için önemini ve tarihi bağına değinirken Dağlık Karabağ’ın işgalden kurtarılmasıyla Kafkasya’nın barış ve istikrarının önündeki en büyük engellerden birinin ortadan kalktığını ifade etti ve ekledi
“Türkiye; hiçbir zaman maziye saplanıp kalan, tarihin seyri içinde ortaya çıkmış ihtilafları, eski husumetleri ve acıları günlük siyasete malzeme yapan bir anlayışın içinde olmamıştır. Türkiye yüzünü geleceğe; daha iyi yarınlara, barışa ve huzura dönmüş bir ülkedir. Dolayısıyla, Güney Kafkasya’da barış ve istikrarın kalıcı olması için ilgili ülkeler ilgili ülkeler nezdinde iyi niyetli çabalarımız geçmişte olduğu gibi gelecekte de devam edecektir."
Kongre, protokol konuşmaları ile devam etti.
TBMM AK Parti Grup Başkan Vekili Mahir Ünal, II. Uluslararası Kafkasya’nın Geleceği Kongresi’nde şöyle konuştu:
“Kafkaslar, dünyanın geleceğinde yeniden en kritik geçiş, köprü ve bağlantı noktası olarak önümüzdeki süreçte nasıl kritik bir öneme sahip olacağını bugünden ortaya koymaktadır. Fakat burada gördüğüm tehdit, küresel güçlerin yıkıcı etkilerinin sonuçlardır. Bu sonuçları Afganistan’da gördük. Bugün küresel güçlerin yıkıcı etkilerini Ukrayna-Rusya krizinde de görüyoruz. İçinde bulunduğumuz sistem istikrar üreten, çözüm üreten yapıcı özelliğini maalesef kaybetmiştir.” Dedi. Türkiye’nin Sovyetler’ in dağılmasının ardından Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan’ı ilk tanıyan ülkeler arasında olduğunu hatırlatan Ünal, Gürcistan ve Azerbaycan’la ilişkilerin her zaman iyi seviyede tutulduğunu, Ermenistan’la ilişkilerde ise yapıcı adımların taraftarı olunduğunu belirtti.
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili Erkan Akçay, protokol konuşmasında Karabağ Zaferi’nin bölge için önemli bir kilometre taşı olarak tarihe geçeceğini aktardı.
Akçay, “artık Kafkasya, böl-yönet politikalarını uygulamaya çalışan devletlerin gölgesi altında kalmayacaktır. Türkiye dün olduğu gibi bugün de Kafkasya ülkelerinin toprak bütünlüğünü koruma politikasına devam edecektir.” Dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyon Başkanı Cevdet Yılmaz, protokol konuşmasında iki tarihi olay üzerinde durdu:
“Kafkasya, Sadece bizim için değil dünyadaki diğer güç odakları için de stratejik bir bölge. Son dönemde yaşanan 2 gelişme bu bölge ile ilgili tartışmaları çok daha anlamlı hale getirmiş durumda. İlki 30 yıla yakın bir süre işgal altında olan Karabağ’ın işgalden kurtarılması. İkincisi Rusya- Ukrayna savaşı ve bunun bölgede meydana getirdiği tesirlerdir.” Çatışmaların yoğun olduğu ve bölgesel rekabetin olduğu bu bölgede Kafkasya’nın refaha ve istikrara ihtiyacı olduğunu söyleyen Yılmaz, konuşmasını “bölge ile ilgili farklı menfaatler ve kaygılar olabilir fakat ortak çıkarlara sahibiz. Bu bölgeye başka güç odaklarından gelecek müdahaleler yerine bölgesel aktörlerin ortak diyaloglarla çalışmasının bölgenin refahını üst düzeye çıkaracağına inanıyorum.” sözleri ile sonlandırdı.
Dünyada Yeni Bir Düzen Başladı
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, protokol konuşmasında bölgenin önemini ve geleceğini şu sözlerle aktardı: “Savaşın ve barışın sıkça telaffuz edildiği bir bölgede yaşıyoruz. Bu bölgede yaşanan bütün hadiseler bu bölgenin insanını etkiliyor. Dünyada yeni bir düzen başladı. Artık oyunu değiştirmemiz lazım.” Yeni bir sürecin başladığını ve artık eski hataların öne sürüldüğü kısır tartışmalardan kurtulup yeni şeyler konuşmanın vaktinin geldiğini aktaran Çam, sözlerini Kazakistan atasözü ile noktaladı. “Geçmiş günden uzağı, gelecek günden yakını yoktur.”
Kongre, protokol konuşmalarının ardından büyükelçi oturumları ile devam etti.
Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi Prof. Dr. Aygün Attar da konuşmacılar arasındaydı.
Attar, Mevcut küresel ortamda yaşanan tehdit ve sınamaların alt edilmesi için masada ve sahada köklü bir diplomasiye sahip olunması gerektiğini belirtirken Türkiye’nin diplomasi yolu ile dünyada birçok ülkenin sesinin yükseltilmesine katkı sağladığını vurguladı. “Türkiye’nin ihtilaf bölgelerindeki arabuluculuk görevlerinde sergilediği performansı, Antalya Diplomasi Forumu ve İstanbul müzakereleri, Türkiye’nin barış yolunda attığı adımların somut bir kanıtıdır.” Dedi.
Azerbaycan Ankara Büyükelçisi Reşad Memmedov, konuşmasında Türkiye’nin, Azerbaycan Devletinin bağımsızlığını tanıyan ilk ülkelerden biri olduğunu belirtirken, Türkiye’nin her koşulda Türkiye-Azerbaycan ile olan dayanışmasını fiili olarak gösterdiğini vurguladı. Sözlerinde, Gürcistan, Azerbaycan, Türkiye dostluğunun Gürcistan ülkesine güç ve gelişim getirdiğini de belirtti.
Bangladeş Büyükelçisi Masud Mannan, konuşmasında Türkiye’nin barış sloganının mutluluğunu yaşadıklarını belirtti. Covid-19 sürecinin dünyayı değiştirdiğini belirtirken, geçmişte imkânsız görünenlerin Covid-19 sonrası kaçınılmaz olduğunu vurguladı. TİKA’nın girişimlerinin, yeni başlangıçlar için büyük bir şans olduğunu söyledi.
İran Ankara Büyükelçisi Muhammad Farazmand ise Kafkasya’da yaşanan en önemli gelişmelerden birini Nahçivan-Azerbaycan ticari koridorunun açılması olarak gördüklerini söyledi ve bu ticari koridoru desteklerini açıkladı.
Pakistan Ankara Büyükelçilik Müsteşarı Abbas Sarwar Qureshi, “Dünyadaki tüm diğer stratejik bölgelerden ziyade, son zamanlarda Kafkasya’nın önemi daha çok artmıştır. Pakistan, 2020’de yaşanan Karabağ savaşında Azerbaycan’ın yanında yer alarak, bölgedeki güç odağını değiştirmede önemli bir görev almıştır. Pakistan, Türkiye ve Azerbaycan dışı işleri bakanları ocak ayı 2021’de İstanbul’da buluşması ile 3 ülke arasındaki bağı daha da çok güçlendirmiştir.” Dedi.